neo pozitivizm ne demek?

Neopozitivizm (veya lojik pozitivizm), 20. yüzyılın başlarından itibaren özellikle Viyana Çevresi adı verilen bir grup filozof tarafından geliştirilen bir felsefi akımdır. Bu akım, bilimin yöntemlerini takip ederek, düşüncelerin deney ve gözlemle doğrulanmasını temel alan bir felsefi pozisyonu savunur.

Neopozitivizm, önceli olarak Viyana Çevresi filozofları Moritz Schlick, Rudolf Carnap, Otto Neurath ve Hans Hahn tarafından Viyana'da ortaya çıktı. Bu filozoflar, matematik ve mantık konularında güvenceye dayalı bir felsefi sistem kurmayı amaçladılar. Neopozitivist düşünceye göre, bir düşüncenin değeri ancak mantıksal çıkarımlar yoluyla ortaya konulabilir. Bu nedenle, gerçekten anlam taşıyan düşüncelerin içeriği açık ve mantıksal olarak doğrulanabilir olmalıdır.

Neopozitivizmin ana düşünceleri arasında şunlar vardır:

  1. Deney ve gözlem, bilginin kaynağıdır ve bilginin doğruluğu, deney ve gözlemle tasdiklenebilir.

  2. Bilim, neredeyse tek gerçek ve güvenilir bilgi kaynağıdır. Bilimin yöntemleri ve kriterleri, diğer alanlardaki iddiaların, özellikle de metafizik ve dinin iddialarının değerlendirilmesinde kullanılabilir.

  3. Dilin anlamı kesin olarak tanımlanmalıdır ve mantıklı düşünceler yoluyla tartışılabilir olmalıdır.

  4. Metafizik, din ve etik gibi alanların felsefi analizi ve değerlendirmesi olumsuz bir sonuçla sonuçlanır çünkü bu alanlardaki iddiaların deney ve gözlemle doğrulanabilir olmadığı düşünülür.

Neopozitivizm, bilimin yöntemlerini ve analitik felsefenin çalışmalarını birleştirerek, felsefenin daha sağlam temellere oturmasını amaçlamıştır. Ancak, akım kendisini doğru bir şekilde tanımlama ve diğer felsefi tartışmalara yanıt verme konusunda zorluk yaşamıştır. Sonuç olarak, neopozitivizm 1950'lerden itibaren etkisini büyük ölçüde kaybetmiştir, ancak hala birçok felsefi konuda etkileri devam etmektedir.